Pazartesi, Aralık 15, 2008

Rüzgar Gibi Geçti: Ankara

Cumartesi (6 Aralık 2008) sabah Berk'in kahvaltısı biter bitmez Ankara yoluna koyulduk. Sevgili
Libyada olunca Ankaraya eskisi kadar sık gidemez olduk. 2 gecelik kısa bir Ankara gezisi hepimize iyi geldi. Güldük, eğlendik, yedik, içtik.

6 Aralik 2008 gecesi bir ilk yaşandı. Uzun hemde çok uzzzzuuuuun bir zamandan sonra sinemaya gittik. Mayis 2007 den beri sinemayı rafa kaldırmışdık. Ninenin ve dedenin Berki bakmalarını fırsat bilip sinemeya gittik. Seçimimiz AROG du. Kesinlikle yanlış bi seçimdi. Bu kadar uzun aradan sonra daha etkileyici daha kafada iz bırakıcı bir filme gitmek gerekirdi. Sanıyorum yerini yadırgadığından Berk gece 12 gibi kalkmış. Nine ve dede çok uğraşmışlar susturmak için bakmışlarki olacak gibi değil son çare bizi aradılar. Bizde filmin sonunu getiremeden apar topar çıktık. Ev-sinema arası 5 dak olduğundan hemen eve vardık.

Pazar sabahı, Özollar Antalyaya tatile gideceğinden, erken bayramlaşma merasimi düzenledik. Bayramlaşma merasimi nedir. Herkes yaş sırasına girer ve ondan büyük olanların elini öpüp bayramlığını alır. Bayramlıklar elbetteki sadece çocuklara verilir.



Pazar akşam üzeri büyük teyzemiz geldi. Berk bayramı fırsat bilip hemen büyük teyzeninde elini öptü ve hooooopppp harçlık cebe.



Pazar akşam hep beraber yemeğe gittik. Berk ile yemeğe gidilince birçok noktaya dikkat ediliyor. Gittiğimizin restaurant bütün isteklere cevap verdi. 6-7 tane büyük akvaryum, koskocaman bir su kaplumbağası havuzu, oyun alanı, sigara içilmeyen bölüm vsvs. Bunların yanında yemeklerde şahaneydi. Garson Berke birde süpriz hazırlamışdı. Dört dörtlük bir gece geçirip evimize döndük.