Salı, Nisan 28, 2009

Paris Hatırası-İkinci Gün

Hepimiz büyük bir heyecanla güne başladık. Kahvaltıları ettik, atıştırmalıklarımızı ve yedeklerini hazırladık ve yola çıktık. Metroya bindik elbette ki sen zevkten dört köşe. Aktarma yapıp trene dindik ve yola çıktık. Yaklaşık 35-40 dakika sürdü ama senin sesin bile çıkmadı.

Bir gün evvel konuşurken Pazartesi olacağından pek kalabalık olmaz, rahat rahat gezeriz diyorduk. Trene bindik epey kalabalık. Önce anlam veremedim. İçimden demek ki bu hat çok kullanılan bir hat diye geçirdim. Son durak olan Disneyland’a vardığımızda anladık ki büyük bir kalabalık ile karşılaşacağız. Güvenlik kontrolünden geçmek 15-20 dakikamızı aldı. Giriş biletini almak için teyzen 1 saat sıra bekledi. Senin sıra beklemeye sabrın yoktu. Girişteki bütün deliklere girdin çıktın. Kalabalığı görünce şaşırdın. 1 saat sonunda zafer bizimdi. Biletler elimizde parka girdik.

Parka girince balonlar seni çılgına çevirdi. Her parka giren gibi ilk iş balon aldık. Hem Mini hem de Micky sevdiğinden her ikisinden de aldık. Adam iki balon için 15 Euro deyince kulaklarıma inanamadım. Ucuna ağırlık bağladıklarından balonların uçma riski yoktu. Çok mutlu oldum. En azından 15 Euro göklere uçmayacaktı.

Park da senin binebileceğin alet sayısı çok azdı. Biz bunu bilerek gitmiştik zaten. Atlıkarınca için bile 20 dakika sıra beklediğimize göre, herşeye binebilseydikde gün içerisinde anca 10 alete binebilirdik. Berkim sen parkın kalabalık olmasından o kadar mutlu oldun ki hep beraber iyiki bu zamana denk gelmişiz dedik.

Anane daha çabuk yorulduğundan herşeyimizi ona teslim ettik ve biz üçümüz gezmeye başladık. Micky balonu bizimle. Bir saat sonra ananenin yanına gittik bir bakarız Mini balonu yok. Anane şok. Yaa burdayım uçmadı kesinlikle, zaten uçamaz ucunda ağırlık var diye hayıflandı durdu. Mini balonumuza ne oldu bilmiyorum ama 7,5 Euro nun üstüne soğuk su içtik.


Metrodayız, elinde cici bebe sakin sakin oturuyorsun

Parka giden akın akın insan seline bizde ortak olduk. Sanki teyzen senden daha heyecanlı

Bu servislerin öksürür sesi seni pek bir mest etti

Canım Oğlum bu resmi görünce ne güzel vakit geçirmişiz diyorum

Kapanış yürüyüşünü seyrediyorsun gözünü bile kırpmadan

Her geçen animasyon ayrı güzel

13 kiloluk hayretler içerisindeki Berkimi 45 dakika omuzumda taşımak yorucuydu ama zevkliydi
Seni oturtmak imkansız olunca pusetin kullanım amacı değişti
Kendi başına takıldığın anlardan biri.Kalabalık seni alkışlayınca bir anda şaşırdın
Şaşkınım benim, burnunda tıkalı olunca bu ağız hiç kapanmadı tatil boyunca
Parka şöyle kuş bakışı bakalım dedik ama ne mümkün.Ordan oraya koşma isteğini dindiremedik
Gufi sana dokununca nasılda şaşırdın
Donald'ı alkışlarken
Miniyi kaptırdık bari Micky'i sıkı sıkı tutalım.

Çoğu insanın bacak boyundan kısa olduğundan seni gözümüzle takip etmek imkansızlaşınca Micky beline bağladık.