Cuma, Haziran 18, 2010

Mısır Keyfi

Misir
Mısır keyfini doya doya yaşayan Berk.

Kızıltoprak tren istasyonunun sokağının başında kışları kestane satan bir abimiz vardır bizim. Anneannenin iddiasına göre sivil polismiş ama ben hiç sanmıyorum. Neyse konumuz bu değil. Onun kestanesinin tadı bambaşkadır ve hepsi pişmiştir. Göremez olmuştuk müdavimi olduğu köşede ta ki iki hafta evveline kadar. Artık bizim parkımızı mesken tutmuş meğersem, “yaz geldi ya artık mısır zamanı abla” açıklaması ile. Bizim parkımızın mısırcısı hal böyle olunca da Berk’in mısırcısı oldu.

Geçen gün parkta kumun içinde yemesin mısırı düşüncesi ile mısırcıya sahile gelin orada alalım dedim. Biz gittik koşa koşa sahile, Berk’in ellerini yıkadık ve başladık mısırcıyı beklemeye. Mısırcı sağa gidiyor sola gidiyor ama bizim yakınımızdan geçmiyor. Berk bağırıyor “Mısıycı abiiii, mısıycı abiii bana pişmiş mısıl veyiy misini?” Adamın umurunda değil hatta bizim tarafa baktığı bile yok. En sonunda biz gittik yanına. Anladık ki mısırcı abi benim Berk’e mısır almamak için sahile gidiyoruz diyerek Berk’i uzaklaştırmaya çalıştığımı düşünmüş.