Salı, Ocak 25, 2011

Dışarıda yaptıklarını ve öğrendiklerini evde uygulamaya bayılıyor tabi bizi de dâhil ederek. Hayal gücünün kullanıldığı bir aktiviteye katıldı geçenlerde. Amerika’dan Afrika’ya uçup kaybolmuş bir maymunu arayıp buldular. İngilizceye çok iyi hâkim olamamasından dolayı onunla beraber katılmayı düşünüyordum fakat rahatlığını görünce yalnız kalmasında bir problem olmayacağına karar verdim. Seviniyorum bu hallerini görünce, özgüveni gelişiyor öyle veya böyle işlerini hallediyor. Cümle kuramasa da, tek tek kelimelerle anlatarak veya vücut dili kullanarak işini hallediyor olması mutlu ediyor beni. Kabuğuna çekilmesinden korkuyordum fakat endişelerim hep boşa.

Maymunu bulup çıktığında sordum nasıl geçtiğini, yorum bile getirmedi yüzünü çevirdi. Hoşlanmadığına karar vermiştim ta ki akşam olup hep beraber evde otururken birden “ticket” çıkarıp hep beraber uçağa binip uzaya gitmeye ve güneşi bulmaya dile getirene kadar. Hep beraber sandalyeleri sıraladık uçağın pilotu elbette ki Berk, uzaya yolculuğa çıktık. Mars, Jupiter, Ay, Güneş o akşam şansımıza karşımıza çıkanlar. Uzay yetmeyip Afrika’ya geçtik. İşin ilginci bu sefer uçağımız yere inince 4X4 tarzına dönüp ve safariye başladı. Leopar, zürafa, aslan, maymun karşılaştığımıza bazı hayvanlar. Anladım ki yüz çevirmeler sorularımı cevapsız bırakmalar hoşlanmadığını değil çokça hoşlandığını gösteriyormuş.

Cumartesi ve Pazar geceleri uyurken “en kıymetlisine” eşlik etti fotoğraftaki “ticket” ve “flag”. Pek özenle saklıyor onları şimdi-lik.

Ticket-Flag