Pazar, Şubat 15, 2009

Berk Bana Küstü

Sabah güne güzel uyandık. Kahvaltımızı yaptık. Baktım yağmur yağmıyor, Berke hadi dışarı çıkalım dememle kapının dibinde bitti. Berk bende istekli. Bu sefer kovaları almadık. Kumun ıslak olma olasılığı yüksek olduğu için Berk'in iştahını kovalar ile boş yere kabartmak istemedim. Favori sopayı alıp attık kendimizi sokağa. Biricik koca-Sevgili anladın sen o sopayı :) Pazar sabahı olduğu için parkın içindeki iki halı saha da doluydu. Berk yaklaşık yarım saat oynayanları seyretti. Sıkılınca başladı başına buyruk bir oraya bir buraya koşuşturmaya. Ellerimi hissetmez olunca artık gidelim oğlum dememle Berk kıyameti kopardı. Anlatıyorum ama anlamıyor. "Oğlum hava soğuk eve gidelim bir saatden fazladır sokakdayız. Ellerim dondu sen hala civa gibisin." Bunları herhalde 20 defa tekrarladım. Baktım lafım para etmiyor istemedende olsa zorla pusete oturttum. Eve kadar kızgındı. Resmen küstü bana. İlk defa yaptı böyle birşey. Pusete oturdu ağlamadı ama küstü. Şaklabanlık yapıyorum, dil çıkarıyorum ama olmuyor gülmüyor. Evin önüne geldik. Aaaa bir bakarız karşı apartmandaki dalmayçalı sokakda. Berk'in neşesi yerine geldi. Berk bu köpeğe bayılıyor. Onu görünce başladı gülmeye.

Yok artık dedim. Ben kendimi paraladım güldürmek için kıçı kırık bir dalmaçyalı neşesini yerine getirdi. Neşesi o kadar yerine geldiki ,Berk barıştıkmı anneye bir öpücük verirmisin dememle hemen bir öpücük fırlattı.

Canım Oğlum kinci olmaman en önemlisi. Kin hep kapımızın dışında beklesin.