Çarşamba, Aralık 23, 2009

En son ağacımızı 2007 yılına girerken süslemiştik. Bu kadar ara yeterdi, 2010 yılına boynu bükük girmek olmazdı, ağacımız yerini almalıydı. Almalıydı almasınada süsler yerinde bizi bekliyorken, ağacımızın yerinde yeller esiyordu. Koca bir torba dolusu süsler, ışıklar dağılmış asılmayı bekliyor ama asılacak ağaçları yok.

Kim demiş süsler illa ağaca asılır diye. Camlar, dolaplar, duvarlar ne güne duruyor. Berkimizin odasını süsledik. Odasının 3 tarafını ışıklarla çevreledik, süsleri dolabina asdık, tavanına simli süsleri halka halka yaptık, kağıtdan kar tanecikleri kestik, camına 2010 bile yazdık.

O kadar keyili oldu ki, akşamları odasının lambasını söndürüp renkli ufacık ışıklara can verip, loş renk cümbüşü eşliğinde yılbaşı şarkılarını söylüyoruz, kitaplarını okuyoruz, noel baba ile kurabiye pazarlığı yapıyoruz.

Evimizde gerçekden yeni yıl için umut havası esiyor, tek eksiğimiz tarçınlı kurabiye kokusu- sözüm söz 31 Aralık akşamı doya doya hissedeceğiz.