Pazar, Mart 07, 2010

Pazar Günlüğü 1- Yerebatan Sarnıcı

Böyle güzel bir hava evde oturularak geçirilmezdi. Attık kendimizi sokaklara saat 9 da. Dede ve annaneye kahvaltıya gittik. Kahvaltı sonrası maraton gibi bir güne başladık. Taksim'e arabamızı park ettikden sonra finiküler ile Kabataş'a, sonrasında hafif raylı sistemle Sultanahmet'e gittik. Yerebatan Sarnıcı'nı gezmekdi günün ilk planı tabi bunu toplu taşıma ile taclandırdık. Çok etkiledi Berk'i Yerebatan Sarnıcı. Sürekli çalan müziğin kayanığını bulmak için uğraştı. Günün unutulmazları.
"Ayyyee flüt sesi neyden geliyolll?" (aslında çalan ney di)
"Buyda yagmul yağıyolll, şapkamızı takalım ayyyee"
"Aaaaa, bunun yüjüü teysss, neden ayyeee?"
"Buyası kayanlık, ışıklayı açalım"
Tam da fotoğrafı çektiğimiz yerden uzunca inceledi Yerebatan Sarnıcı'nı, bu sayede çekebildin fotoğrafı. Medusa'nın neden ters olduğunu bilgi kitapçığından okuyarak anlatmaya çalıştım ama çok anlam ifade ettiğini sanmıyorum.

Balıklar ve ışık yansımaları çok hoşuna gitti. Balıkları beslemek için yanımızda bişey olmamasına çok üzüldük.

Elbet Tarihi Sultanahmet Köftecisinde molamızı verdik. Afiyetle köfte, piyaz ve ayran yedik, içtik. Arabamız Taksim de olunca, dönüşte Taksim-Şişhane iki git-gel yaptık.
Not: Berk bir türlü renkleri öğrenemiyor diyor hafıylanıyorum. Berk bu ne renk diye sorduğumuzda kesinlikle cevap yanlış oluyor. Hatta Berk de renk körlüğü olabilme ihtimalini bile düşünmeye başla(dım)mıştım. Bugün kesin karar verdim ki bize inat yanlış söylüyor. Kabataş'da hafif raylı sisteme bindiğimizde kapılar kapalıydı, açılması için kapının üzerindeki sarı düğmeye basmak gerekiyordu. Düğmeye bastım ve içeri girdik. Biz otururken bizden sonra gelen turist çift kapıların kapalı olduğunu görünce tren kalkıyor sandı. Berk ani bir hareketle ayağa kalkarak ve bağırarak "sayı düğmeye bassss" demesi ile kafamda donggg sesini duydum.