Ben yukarı çıkmadan indi aşşağıya. Beraber parka gittik. Bahar gelince parkımızın daimi elemanları
Erol Abisi ve
Mustafa Abisi ile karşılaştık. Onlarda Berk'i ebelemece oyunun içine dahil edince parkda geçirilmesi gereken süre uzadı da uzadı. Burnumu ve ellerimi hissetmez olunca, gitmek için ısrar etmemim anlamı yokdu cünkü o kadar mutlu oynuyordu ki bende olsam eve gelmemek için elimden geleni yapardım. Ama anne kişisi gösterdi marifetini ve süper bir fikir ortaya attı.
Brooklyn'den kiddo'nun blogunda okuduğum bir aktivite aklıma geldi. Berk'e yapmak isteyip istemediğini sorunca, biraz düşündü ve tamam diyerek koşa koşa eve gittik.

Mutluluk, mutluluk, mutluluk

Köpüğün hepsini elbet Berk sıkmadı. Ben bile sıkarken zorlandım.

Araba ve diş fırçasını köpüğün içine saklayıp bulmak, ellerim nerde sorusunu sormak bu oyunun eğlencesiydi.