Perşembe, Mayıs 20, 2010

Ameliyat Hatırası

Hastane1
Allerji tedavisinin sonuç vermesini umarak ve biraz daha büyümesinin iyi olacağını düşünerek 8 ay bekledik. New York yolculuğunun yaklaşması ve tedavinin olumlu sonuç vermemesi ile 4 doktor gezip en sonunda ameliyata karar verdik, tonsil ve adenoit.

Ne zor şeymiş doğru doktora karar verebilmek. Bizim en büyük şansımız Berk ‘in halası. Bizim için önemli olan pediatrik KBB uzmanı bulmaktı. İpek Abla’nın Hacettepe’den sınıf arkadaşı Prof. Dr. Ömer Faruk Ünal’da karar kıldık. Çok da iyi yapmışız.
Hastane2
Ameliyat öncesi 3-4 gün evvel anestezi uzmanımızla tanışıp her türlü detayı öğrendik, psikolog ile görüşüp Berk’i ameliyata hazırlama süreci hakkında bilgi aldık.

Pazar akşamından yatağının karşısına asmak üzere resim yaptık Berkim ile beraber. Mutfağımızın duvarını süsleyen yılbaşında bizim için hazırladığı hediyesini, Pazar akşam beraber yaptığımız resmi, arabalarını, kitaplarını, hamur oyuncaklarını, yatak arkadaşlarını alıp yola koyulduk Pazartesi sabah.

Hastaneye varır varmaz önce odasını süsledik. Arabaları, hamurları ile oynadık, kitap okuduk. Ameliyat öncesi alması gereken ilacı biraz geç alınca hafif gerginlik yaşadı ve yaşadık. Damar yolunun açılmasına izin vermedim, biraz daha sakinleşmesini istediğimi söyledim. Oyun yapmaya karar verdik, ameliyathaneye gideceği yatağın üzerinde beraber oturup başkalarının bizi sürmesinin ne kadar komik olduğunu konuşarak ameliyathane kapısına vardık. Yatağa yatmak istemeyince, anestezi uzmanı büyük bir sıcaklıkla kucağına almayı teklif etti. Anestezi uzmanının kucağında gitti bizleri geride gözü yaşlı bırakarak.
Hastane3
Yarım saat sonunda doktor bizi ameliyathaneye çağırdı, bir kapıdan uzaktan bize her şeyin yolunda olduğunu Berk’in iki dakika sonra derlenme odasına geçeceğini birimizin hemen yanına gitmemizi istedi. Derlenme odasına geçtikten hemen sonra Berkim geldi. Henüz tam ayılamamış hafif hafif inliyordu. Kucağıma aldım ve 1 saate yakın derlenme odasında koyun koyuna “yine bir gülnihal” eşliğinde yattık. Huzur içinde uyudu Berkim.

Ameliyat sonrası çok yeni bir Berk karşıladı bizi. İncecik bir ses ile konuşan Berk. Hiç alışık olmadığımız daha bir çocukmuş hissi uyandıran bir ses tonu. Bildiğimizden bu değişikliği, ameliyat öncesi ve sonrası seslerini kaydettik.

En büyük sıkıntılarımızdan biri Berk’e dondurma yedirmek zorunda olmamızdı. Tatlı düşmanı olan bir çocuk olduğundan dondurma yedirebilmek imkânsıza yakındı. Bal ve pekmez dışında pek tatlı yemediğinden, beyaz bal diyerek olaya yaklaşmaya çalıştık fakat çok başarılı olamadık.
Hastane5