Pazartesi, Mayıs 10, 2010

Koca Bir H-İ-Ç

Haydarpasa'dan Tarihi Yarimada
Büyüdükçe daha çok farkındayım Berkimizi sadece bizim değil çevremiz ile beraber büyüttüğümüzün. Onca emek onca özen bir bakıyorsun bir çırpıda yerle bir edilmiş. Sadece yakın çevre değil bahsettiğim, yüzünü bile hatırlamayacağın sokakta ki adam da dâhil bu çevreye.

Doktor ile, polis ile, öcü ile, iğne ile ve ya herhangi bir şey ile korkutma politikası uygulanmaz bizim evimizde. Ne benim ne de Ahmet’in tarzı. Elbet yeri gelince sesimizi yükselterek kızıyoruz, bizde insanız sonuçta. Hele ben sabırsız bir insanım.

Benim yaklaşımım “Hırkanı giymezsen, üzgünüm ama Berk parktan gitmek zorundayız, Çişini şimdi yapmazsan üzgünüm ama metrobüse binemeyiz, Dağınık oyuncaklarını toplamazsak yeni oyuncaklar çıkaramayız” vs şeklinde oluyor. Belki doğru belki yanlış, aslında biraz da yanlış farkındayım.

Pazar günü her zaman ki toplu taşıma gezintimizin Sultanahmet durağı için Kabataş’tan tramvaya bindik. Eminönü durağından 7-8 yaşlarında bir oğlu ile bir adam bindi ve yanıma oturdu. Berk ve babisi önümüzde oturuyor. Berk bir sağa bir sola dönüyor, camdan dışarıdakilerle cilveleşiyor kısacası bizim alışık olduğumuz hareketli Berk. Adam ilk bombayı patlattı. “Ne kadar hareketli bir çocuk” Benden kısa ve net cevap “Hmmm, evet”. Adamın oğlu şişirilmiş bir poşetin içinde su kaplumbağası taşıyor. Kendince bir sağa bir sola çevirerek oynuyor su kaplumbağası ile. Adam sert ve hafif sesini yükselterek “Yapma, oynama öyle” deyince elimde olmadan çocuğu kurtarmak adına müdahale ettim.” Bizimde vardı su kaplumbağalarımız, şöyle tatlılardı, şöyle güzellerdi” şeklinde geveledim.
Kadikoy Iskele-Berk
Berk de bir arkaya bir sağa bir sola dönmeye devam ediyor, 20-30 saniye geçmedi adam öldürücü darbeyi vurdu hiç beklemediğimiz hiç tahmin etmediğimiz bir anda. “Sen biliyor musun benim kocaman bir iğnem var, uslu durmazsan eğer sana iğne yaparım doktora götürürüm.” Sağlı sollu yumrukları yiyordum ama elimden bir şey gelmiyordu. Adam ile tartışsam Berk’e kötü örnek olacaktım. Adama biz bu şekilde konuşmuyoruz Berk ile desem, Berk’in kafasında bu mevzu daha çok yer edinecekti. Berk afalladı benden bile fazlaca. İğne olmak kötü bir şey mi? Doktora gitmek kötü bir şey mi? sorularının kafasından geçtiği o kadar belliydi ki. Ama doktor kötü olamazdı Berk’in iki halası da doktordu ve Berk’i çok seviyorlardı. Berk adamın tepkisine hiçbir anlam veremedi. Aval aval suratına bakakaldı.

31,5 aydır var olan bir insan, ilk defa iğne ve doktor ile korkutularak sindirilmeye çalışıyor hem de kim tarafından, hiç tanımadığımız yüzünü bir daha görmeyeceğimiz tramvayda yanımıza oturan biri tarafından. 31,5 aydır elinden geleni yapamaya çalışan anne ve babası ne yapabiliyor koca bir H-İ-Ç.