Pazar, Kasım 30, 2008

Yorulmuşmuyuz Kim Demiş!!!!

Bahar havasında bir hafta sonu geçirdik. Yağmur yağdı, güneş açtı, hava bir ısındı bir soğudu. İnsan nasıl evde oturur böyle bir hafta sonunda. Vurduk kendimizi yollara. Sevgili burda olsaydı bu tempoya elbet dayanamaz en sonunda yeteeeeerrrr ben yokum deyip sıyrılırdı işin içinden. Biliyorum aşkım şimdi suratında ufak bir tebessüm var. Cumartesi sabah 09:30 da tüm enerjimiz ile Gymboree'nin kapısının önündeydik. Berk çok eğleniyor Gymboree de. Sallanan tünellerin içinden geçmek favorisi. 3 hafta sonra kayıt yenilemek gerekecek. Araştırma yapılıp karar verilmeli, Gymboree ile devammı yoksa yeni bir şeyler deneme zamanımı?


Cumartesi saat 16:00 dan sonra, Berk arkadaşı Ali'nin 1. yaş doğumgününe davetliydi. Normalde Berk'i hep rahat giydirmeyi tercih ediyorum. Hareketlerinin kısıtlanmasını istemiyorum. Ali'nin doğumgünü hatırına ufak bir değişiklik yaptık ve Berk kravatlı ağır abi modunda katıldı doğumgününe. Her şey çok güzeldi. Ali ve Berk önce pek birbirleri ile ilgilenmediler, zaman geçtikçe ve birbirlerinin farkına vardıkça bisiklet için epey mücadele ettiler. Bisiklet için verilen savaş görülmeye değerdi. Bu çocuklar ne kadar ilginç oluyor. Kendi aralarında o kadar ciddi bir düelloya girdilerki insan küçük dilini yutacak gibi oluyor.

Berk ve Annane

Berk ve Ali Bisiklet İçin Savaşırken


Duygu hafta sonu bir konferansa katılmak için İstanbul'a gelmişti. Berk halasını görmeyeli uzun zaman olmuştu. Ne iyi oldu da geldi. Duygu Avrupa yakasında olduğundan Akmerkez de buluştuk. Biri lütfen şu trafiğe dur diyebilir mi? İnsan gibi yaşamak için İstanbul dan taşınmamızmı gerekiyor. Bu trafik normal bir insanın dayanabileceği cinsden değil. Kalamış dan Akmerkeze gitmemiz 1 saat 30 dak sürdü. Berk yolda 2-3 sinir krizi geçirdikden sonra tahminim hırsından 10 dak kadar uyuya kaldı. Berk, halası ve Selin ile hasret giderdikden sonra yemek yedi. Anladım ki Berk İnegöl Köfte sevmedi. Bir süre için İnegöl Köfteyi rafa kaldırdım. Yemek sonrası hain domdom (Duygu) ve İpek Abla oğlumu aldılar jetonlu oyuncaklara götürdüler. Berk önceden hiç jetonlu oyuncak görmemisdi. Ne ilginçdirki sanki yıllardır jetonlu oyuncak bekliyormuş gibi pek bir ilgi ile bindi hepsine. Üzülsemmi sevinsemmi bilemedim. Alışveriş merkezlerine pek gitmediğimizde bir sonraki binişi ne zaman olur bilemem ama alışkanlık yapmaması için bu tür oyucaklardan uzak durmamız gerektiğini gördüm.





Pazar sabah muhteşem bir güne uyanınca orman yürüyüşü yapmak farz oldu. Kendimizi Çekmeköye attık. Ne güzel bir gündü. Doya doya oksijeni ciğerlerimize doldurduk. Anane ve dede nin tavuklarından yumurtalarımızı aldık, marullarımızı, taze soğanlarımızı, pazılarımızı topladık, ortancaları budadık, arabamızı yıkadık. Çok iş yaptık çoook ama hiç yorulmadık.





Gün bizim için daha uzundu. Berk bugün arkadaşı Umut'un 2. yaş doğumgününe davetliydi. Berk ve Umut çok iyi anlaşıyor. Şeker Bayramında Cunda da çok güzel vakit geçirmişlerdi. Umut Berk'e pipet ile süt içmesini öğretmişdi. Umut'un Berk'e 1. yaş doğumgünü hediyesi olmuşdu.
Kavrar Ailesi ve Berk
Umut ve Berk Elektrik Süpürgesi ile Oynuyor
Canım oğlum çok güzel bir hafta sonu geçirdik. Birde sevgili yanımızda olsa tadından yenmezdi. Tek yapmamız gereken Pazar saat 9 dan sonra sevgiliden 2 adım uzak durmak olacakdı. Bu kadar yoğun hafta sonu sonrası sevgiliye dokunan çarpılabilir :)