Pazar, Mart 14, 2010

Cuma, Haftasonunun Habercisiymiş

Cuma
Açmıştık arayı metro ile. Cuma akşamı aranızda ki özlemi dindirdik. Taksi-metrobüs-metro-tramvay sonrası Karaköy'den vapura binmek için yürürken önümüzden hafif raylı tren geçti. Treni görür görmez "Ayyee men tyene binicem köfte yiyiceeemm" tepkine elbet dumur oldum. 7 Mart Pazar gününden aklında kalmış trenden sonra Sultanahmet'de köfte yemek. Metro ritueline bir ayak daha ekledik tahminim. Akşam saat 7:05, her yarım saatde bir vapur olduğunu düşününce kararsız kaldım, en geç 8 vapuruna binmemiz şart. Beceririz gibi geldi. 53 dakikada imkansızı başardık ve tren ile Karaköy'den-Sultanahmet'e, Sultanahmet'de afiyetle köfte-piyaz, trenle Sultanahmetden-Karaköy'e. Vapura adım attık ve 2 dakika sonra kalktı.

Artık kucakda taşınmayacak kadar büyümüşsün. Vapura yetişebilmek için sen kucağımda koştuk, koştuk ve koştuk. Vapura girdiğimizde dilim bir karış dışardaydı. Kadıköy'e geldiğimizde hala kollarım titriyordu.

Fotoğrafa bakınca utandım be oğlum. Yüzün gözün pislik içinde, burnunda siyah sümük akmış gibi durmuş.Burnunun o kısmı nasıl kirlendi anlam verebilmiş değilim. Sol yanapında ki izde okuldan bugün sana hatıra.

Öyle hareketli öyle hızlı bir Cuma akşamı oldu ki, meğersem haftasonunun nasıl geçeceğinin habercisiymiş.