Salı, Mart 23, 2010

Santral İstanbul

Bu kadar güzel bir yer nasıl bu kadar geç keşfedilir. Müzesi, bahçesi kısacası herşeyi ile harika. Biraz daha büyük yaş gruplarına harika atölyeler var. Berkinde sırası gelecek birgün.

Müze iki bölümden oluşuyor. Üst katta AEG, Siemens, Thomson-Houston türbin-jeneratör grupları ve Lost dan şu meşhur **4*8*15*16*23*42** rakamlarının girildiği sahnedeymişsin hissi veren kontrol odası. Alt katta Berk'in 2 saatini büyük bir zevkle harcadığı temel fizik prensiplerini öğreten deney üniteleri.

Aslında biz bütün deney ünitelerini gezemedik. Bir sonra ki sefere artık. 2 saatimizi sonsuzluk penceresi, reactable,plazma top, manyetik heykel, iletkenler-yalıtkanlar, yağmur masası, zıplayan halka ve enerji bisikleti ile geçirdik.

Bulduğumuz küçük sandalyeyi yanımızda taşıyarak, bütün deneyleri Berk rahat rahat yapabildi. Görevli geldi uyaracak gibiydi ama ben lafı ağzına tıkadım. Boyu yetmeyince başka yolumuzun olmadığını anlatınca mecburen kabullendi adamcağız.

santral1
Sonsuzluk Penceresine çok anlam verebildiğini sanmıyorum. Çok değişik geldi. Anne bir süyyüü, çoookkk şeklinde verdi tepkisini. Reactable ne muhteşem bir şeymiş. Yüzyılın elektronik müzik adına büyük icadı. Ne büyük hata benim ki, müzik eşliğinde dans ederkenki halini videoya çekmemek.
santral3
Önce beni seyretti plazma topda. Ellemeye cesaret edemedi. Kendi elledikçe "ayyy elimmm" demeden durmadı, aslında eline olanda hiçbirşey yokdu sadece hayal gücü. Bu manyetik heykel sayesinde ile insan sanat eserleri yaratır. Yaptı bozdu, yaptı bozdu bıkmadı farklı şekiller oluşturmakdan.
santral2
Deneye yanıla öğrendi metalin iletken, tahtanın yalıtkan olduğunu. Berk metal iletken mi sorusuna evet cevabını hemen veriyor, tabii şimdilik bakalım bir sonraki gidişimizde hatırlayacak mı? Yağmur masası için uzun lafa gerek yok. O koca ama kolayca dönen düzenekden çıkan yağmur sesine bayıldı. Suyun akmadığını metallerin birbirine dokunarak yağmur suyu sesini çıkardığını anladığını ama çok şaşırdığını söyleyebilirim.
santral4
Lost dan bir sahneyi anımsatan kontrol odasında ne amaçla yapıldığını bilmediğim ama direksiyon şeklindeki rahatça dönebilen şey ile Berk uzun uzun arabacılık oynadı. Geçmişde ki amacını bilmiyorum ama en azından Berk için amacını çok iyi biliyorum. Zıplayan halkaya ilk bastığında 2-3 adım geri sıçradı. Hiç beklemiyordu bu kadar yükseğe fırlamasını. En büyük savaşı deneyin yeniden denenebilirliğini gösteren kırmızı ışık. Düğmeye basmak için çok sabırsızlandı. Haksızda sayılmaz bir kere basmıyor ki düğmeye, belki 20 defa bastı, her seferinde beklemek için çok sabırlı olmak şart.
santral6
Üstünde Chairman of Board yazıyor ve tam da AEG türbin-jeneratör altında. Ne anlamlı olmuş böyle. AEG-Ahmet Evrim Gururu şeklinde kısaltılabilir. Bilimum saçmalık bulabilirim kısacası.
santral5
Biz tek kelime ile ""bayıldık"" Santral İstanbul'a.