Perşembe, Nisan 15, 2010

Bakkal mı, Kaptan mı? Her İkisi de.

Poyrazkoy4

Kıyı köyde yaşamanın güzelliği olsa gerek bu. Ben yapabilir miyim mutlu olabilir miyim böyle bir hayat da acaba? Çok düşünmeme gerek yok aslında, hiç sanmıyorum.

Sorduk sahilden birine bakkalın olup olmadığını, dön şuradan sağa Bakkal Arada çıkacak karşına dedi. Bakkal Arda anlamıştım aslında ben, varınca önüne gördüm ki Bakkal Arada. Bilmem ki ne zaman yazılmış o evdeyim, zile basıver notu koliden bozma kartonun üstüne. O kadar silik o kadar belirsiz ki, okuyabilmek için dibine girmek şart.

Aldık alacaklarımızı, sahilde ufak çaplı yürüyüş sonunda balıkçı tekneleri limana yanaştıkça, liman mıknatıs Berk metal misali çeker oldu kendine kendine.

Poyrazkoy5

Balık ağları, dubalar, kamyon dolusu balık kasaları, koca koca balıkçı tekneleri döndürdü Berk’in kafasını. Sanki top yutmuşçasına oradan oraya oradan oraya zıplarken Berk, elimden gelen denize düşecek gibi olursa müdahale edebilmek.

Eeeee bu bizim Bakkal Arada Dede değil mi? Şimdi Maksut Kaptan 1 teknesinin üstünde torunu ve iki oğlu ile bize selam veriyor. Bu sefer de teknenin üzerinde görebilmek ve okuyabilmek için özel çaba sarf edilmesi gereken satılık notu. Pazarlama yanı zayıf ama yaratıcılık yanı yüksek bir dedeymiş bizim Bakkal Arada ve Maksut Kaptan 1.

Poyrazkoy3

Ne ara gitti ne ara kaptı da geldi anlamadım. Elinde iki muz, torunu ve Berk’i doyurdu. Meyve saatlerini geçirmeyelim şeklinde uyarısında da bulundu elbet.