Pazartesi, Temmuz 19, 2010

Derin Derin Nefes Alarak

Su fiskirtisi1Su fiskirtisi2

Gün ne zaman başlıyor ne zaman bitiyor kesinlikle anlamıyorum. Temmuz yerine Ekim ve ya Nisan olmasını ne çok isterdim. Erir kıvama gelmeye yakın ilk bulduğumuz dükkana klimasından faydalanmak hatırına 15-20 saniyeliğine girip ufak çaplı şok yaşamak kadar büyük zevk var mı acaba, elbet zatürree riski hep aklımın bir köşesinde. Her seferinde, bu sefer son bir daha yapmayacağım yalanını bıkmaksızın tekrarlıyorum.

Hepi topu iki odalı bir ev döşeyeceğiz ama mobilya bulmak hatırına ayak tabanlarımın su topladığını düşününde on odalı ev döşeyeceğim hissine kapılıyorum. 5 günde eve teslim, bütçeye uygun ve zevkimize hitap eden şeklinde bir liste sunduğumuzda satış elemanının anlamsız anlamsız bakışlarının arkasında “oldu gözlerim doldu” yattığını çok iyi biliyorum. Ama ne demiş atalarımız sabreden derviş muradına ermiş. Eve teslimat, bütçeye uygunluk tam olması gerektiği gibi olurken zevke uygunluktan mecburen biraz ödün verildi. Perşembe günü elimize ev anahtarımızın ve mobilyalarımızın geçiyor olması zevke uygunluktan verilen ödünü hiç umursatmıyor bile.

Canım oğlum ne kadar haklısın huysuzluk yapmakta, aslında bu yaptıkların hiçbir şey, hangi üç yaşında çocuk bütün gün mobilya bakmaya katlanabilir ki. Biliyorum senin için çok sıkıcı günler bu günler. Az kaldı ama bir hafta sonra bugün evimize yerleşip ocağımızda sıcak yemeğimiz olacak. Sonra normal hayat yaşayan normal insanlar olacağız. New York’da ki parklar senin için cennet. Her zaman çantamda bir yedek kıyafet olur iken, sanıyorum çantamı hafif bulmuş olacaksın ki canım oğlum, yanına mayo ve Thomas eklendi.