
Okudum yazdıklarımı, anladım ki pek hissiz olmuş cümleler. Çok şey birikti tek tek yazmak, uzun uzun yazmak pek işime gelmiyor. Bir yandan da yazmayınca Berkime ihanet ediyormuşum gibi geliyor. İsteğim yazdıklarımı ciltlettirmek olunca, yeni hayatının ilk günleri ve birkaç not düşülmeli bu günlere ait.
Evimizde uyumaya başlayalı 1 hafta oldu.

Çok valiz ile seyahat etmenin zorluğu test edilip onaylandı. 8 valizin birisi havaalanında unutulup eve gelindi. 8 valiz yerleştirildi. 2 oda bir salon eve ne kadar yerleştirildi denirse, üst üste yığıldı demek daha doğru.

Berkim okuluna başladı. Şimdilik her şey yolunda, öğretmeninin söylediklerinden anladığım bu yönde. Berk Türkçe diğer öğrenciler İngilizce konuşarak çok güzel anlaşıyorlarmış.

Berk ilk defa Santa ile tanıştı. 2 Aralık Perşembe akşamı apartmanın en üst katında çocuklara parti düzenlendi ve sürpriz Santaydı. Nedendir bilinmez, Berk Santayı Hasan Amca olarak adlandırmayı uygun buluyor. Santa ile fotoğraf çektirmek pek hoşuna gitmedi.
Çarşamba öğleden sonra Berkimin gözleri çapak tutmaya başladı ve Perşembe sabahına kadar gözleri mühürlendi. Çay ve okyanus suyu imdadımıza yetişti.

Cumartesi Berkimin durmaksızın kulağının ağrıdığından şikâyet etmesinden kaynaklı ilk defa sağlık sistemi ile tanıştık. Berkimin doğduğu evimize çok yakın Lenox Hill’de, kulak muayenesi için harcadığımız 3 saat sonunda bir daha ihtiyacımız olmamasını tüm kalbim ile diliyorum. 400 dolarlık fatura önüme konup bunun 75 dolarının bize ait olduğunu duyunca sigortamız olduğuna bin kere şükrediyorum. Sadece kulak muayenesinin 400 dolar olmasını aklım hala almıyor, ayrı mevzu.
