Perşembe, Mart 25, 2010

Unutulmasınlar

Berk
*Hamur oynayacağız, hamur oyuncağını çıkardım hangi rengi istediğini sordum aslında sarı olan ama üniversiteden arkadaşımızın bir akşam renkleri karıştıırp ortaya çıkardığı yeşilimtırak rengi istedi. Kutuyu açtı ve oynamaya hazırlanıyorken durdu ve "Ayyee, bak lavuk mahvetmiş, Buket'de kızmış" demesi ile karnım ağrıyana kadar başladım gülmeye. Lavuk bizim üniversiteden arkadaşın lakabı, Buket onun eşi, hamuru mahvettiğini söyleyende tahminim Berk'in babisi.
*Dışarıda tuvalet mevzusu biraz sorun oluyordu. Uygun bir yer bulmak için uğraşmak yoruyordu beni, zorda kalınca bir ağacın altına yaptırıveriyordum ki Berk öncesi "çüşşşş" derdim böyle yapan birini görsem. Turkuazoo gittiğimiz gün dönerken otoparkda tam arabaya bineceğimiz sırada Berk çişinin geldiğini söyleyince şişe inadını kırmamız için en uygun yerin olduğuna karar verdim. Tam isabet, Berk o gün şişe fobisini yendi. Artık çantamızda şişemiz dışarıda tuvalet derdimiz kalmadı.
*Komik oğlum benim, yüzümde ki sivilceye yaptığı yorum "ayye yüzünü sinek ısıymış, hemen kyem süyelim yayın geçel". Cümlenin ilk kısmını tamamen kendi hayal gücü ile ortaya çıkardı, ikinci kısmı cildinin kuruluğundan kaynaklı benim ona ara ara benzer cümleleri kurmamdan ortaya çıkardı.
*En son toplu taşıma gezintimizde metrobüse gitmek için evimizden taskiye bindik. Takside metrodan sonra ne yemek istediğini sorduğumda önce lahmacun istedi, bunun mümkün olmadığını anlatınca da köfte istedi. "Tyene binelim Sultanahmet'e gidelim" deyince taksi sürücüsü "Abla ben yanlışmı anladım Sultanahmet mi dedi"şeklinde tepki verdi. Doğru anladğını söylediğimde "Allah Allah, ne anlar bu kadar çocuk Sultanahmet'den, işte zamane çocukları" dedikden sonra fazla uzatmayı uygun görmedim. Gün sonunda köfte yedik fakat Sultanahmet'de değil.